27 Mayıs 2011 Cuma

Derinlerinde yalnızdır insan

Yalnızlık suskun bir bekleyiştir
Kaybolur zamanın labirentlerin de
Işığa ulaşmak için çaba gerektirir yaşananlar
Arar insan sonsuzluğun paradoksunda
Doğadır bazen huzuru sunan insana
Bazen yalnız başına hayaller
Unutturur insanı insana
Tek başına bir ıssız bir limanda
Motorları maviliklere süren kaptanın yolunda
Yıldızların ışıttığı gecenin karanlığında
Kimselerin olmadığı ıssız yollarda
Çocuktur bazen hiç büyümeyen zamanda
Gezgin bir kaşiftir umutlarımızda
Bazen kendi parmaklıklarını yaratır bilinmezinde
Bazen de Eskiçağ şövalyelerinin ruhunu kuşanır zamanda
Bilinmezdir insan suretinde
Yanımda olsun dersin ,aranır her köse bucakta bulunmaz
Vefasızdır insan
Unutur güzelliği ve sevgiyi
Ve her kalp kırıklığında onarılmaz kırıklar oluşur ruhunda

gençliğimin hikayesi


Ben beni bilirim
Ya sen beni bilirmisin
Sabahsız gecelerin çocuğuyum
Kuşatılmış akşamların
Korkunun kol gezdiği
ölüm kokan sokakların.
zamana direnirken açlıkla yaşlandı gözlerim
Susuzluk su değil sadece
çatlamış dudaklardı
doksanaltının yazıydı.
Bedenim hazırlanırken doksanyediye
ben yirmiüçten otuzbeşlere atladım usulca
İçimde akan deli kanı
Yatıştırmaktı tek dileğim
Başardım.
Bedeli gençliğimdi.
Bir yılda oniki yaş yaşlandım.
Kaybettiğim gençliğime inat
onbeşyıldır otuzbeş yaşındayım