25 Eylül 2010 Cumartesi

Dostluklar üzerine..


Dostluk nedir nasıl bir şeydir. Neden çocukluk arkadaşlarımız vardır da çocukluk dostlarımız yoktur.
İnsanın bir sürü arkadaşı vardır konuştuğu selamlaştığı içtiği Ya da ayaküstü ne haber nasılsın ne yapıyorsun dediği. Ancak kaç dostu vardır. Kaç kişi ile konuşurken gözleri ışıldar, kaç kişi ile içerken ağlar. Ya da şu anda nerdedir ne yapıyor diye kaç kişiyi düşünür. Kaç kişinin omzuna yaslayıp başını hayallerini anlatır. O hayallerde kaç kişiye yer verir. Mesela birini kaybettiğinde kime sarılır. Yolunu kaybettiğinde yolu bulmasını sağlayan kandili kim tutar, kim bir mum yakar karanlığına
Benim bir dostum var mesela. En büyük hayali sarı germe diye bir yere yerleşmek. Var gücü ile çalışıyor orada 3-4 dönüm yer almak için. Bunu anlatırken merak etmeyin oraya kuracağım evin projesini beraber çizeceğiz diyor. Herkes kendi odasını kendisi tasarlayacakmış. Birde ortak yaşam alanı kuracakmışız.
Garip bir şey dostluk dediğimiz şey. Nasıl oluştuğu bilinmez. Öyle fazla dostu da olmaz insanın hayatta. Bir elin parmaklarını geçmez çoğu zaman.
Çok insanla konuşuruz çok insana çok şey anlatırız ama karşıdaki dinler mi dinlemez mi bilinmez. Dinlese de anlar mı anlamaz mı oda bilinmez. Dostluk dedikleri şeyi yaratanda budur belki anlayacağını bilmek. Unutmamaktır. Hatırlamaktır. Hala hayallerin varsa dostum diye adını koyduğun kişiye o hayallerinde yer verebilmektir. Hayallerin yoksa kalmamışsa elinde hiçbir şey, Ya da sen kalmadığını sanıyorsan; sana hayaller yaratabilecek sana en zor zamanında elini uzatabilecek kişidir O. Paylaşmaktır. Paylaşarak çoğalır çünkü insan. Mesela ilk gençlik zamanlarında ilk aşkını anlatabilmektir herkesten gizlerken. Çünkü onunda seninle senin heyecanını yaşarak sırrı taşıyacağını bilirsin. Ya da sevgilinle eşinle kavga ettiğinde ilk ona anlatırsın bunu. Çözümü beraber bulmak istersin. Kimi insanlar görüyorum bir kadın Ya da bir erkek uğruna nice dostlukları yerle bir ediyor. Sonra o kadın Ya da erkekle bir sorun yaşadıklarında bunu anlatacak bir kişi yok, bir sevinç yaşadıklarında bunu çoğaltacak kimse yok. O yüzden dostlarının değerini bilmeli insan. Mesela yaşantımızın her döneminde hepimizin başına gelmiştir. Başınız dertte ise o taşır sizinle beraber derdinizi. Ya da çok sevindiniz mutlaka ilk o duysun istersiniz. Konuşmazsanız görüşmezseniz içinizde bir eksiklik olur. Yüreğinizde bir sırdır sanki dostlarınız. Kimi zaman kimseye anlatamadığından taşınması zor gibi gelir ama onunda yüreğinde seni taşıdığını bilmek bütün yükü alır götürür omuzlarından.

Dostluklar ağırlaştırılmış müebbet hapis gibidir. Bir kere girdin mi çıkamazsın. Ne yaptıysan da bir daha yolundan dönemeyeceğini bile yaparsın. Bu yüzden karşındaki insanı taşımayı bilmek gerekir. Dost olmak dostluğun değerini bilmek her babayiğidin harcı değildir. Geçmişe baktığın zaman kaybettiklerini görmek zordur ancak eğer kaybettiğin bir dostunsa daha da zordur. Yüreğinde sır olur O zaman herkesten saklarsın. Eğer kaybetmenin sebebi sen değilsen ya da o değilse arayacak güce sahip olmak gerekir. Bulduğunda sevinebilmek için.
Ben bugünlerde çok sevinçliyim ondan bu yazdıklarım.

Bir de kısa şiir

Biz dost dedik mi?
Bağrımızdan kopar gelir kardeşlik
Doladık mı kollarımızı dünyayı kucaklarız
İyiyi güzeli birde gülü koklamayı severiz
Sevdik mi de serden geçeriz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder