3 Mayıs 2010 Pazartesi

Bir ben var benim içimde


Bugünlerde aklıma eseni yapmaya başladım. Aslında uzun zamandır planlı yaşamaya çalışanlardanım.
Bu yüzden sıkıcı bir yaşantı sürdürdüğüm söylenilebilir. Ancak bu sıralar farklı davranıyorum. Farklılığımın sebebi yeni ben’e uyum sağlayamamak denilebilir. Çünkü eski Ben de yani gençlik zamanlarındaki halimde böyleydi benim. Aklına eseni yapan deli dolu bir genç adam düşünün. Zaman değiştirir demişlerdi. Bende buna adam akıllı inanmaya başlamıştım. Öyle ya hiç çalışmazken çalışmaya başlamak üstüne üstlük bazen 2-3 gün gıkını çıkarmadan çalışmak, evden işe işten eve bir adam. Cumartesi akşamları arkadaşlarla buluşup bazen geçmişi yâd etmek. Mesela eskiden kafana bile takmayacağın bir konu hakkında saatlerce tartışmak ya da bir talk Show hakkında sohbet etmek. Yok, yok canım bundan 17-18 sene önce bunlarda neymiş derdim ben.
Bugünlerde de demeye başladım. Bu hafta gençliğime tam ters taraftan bakmaya başladım. Yaptıklarım ve yaşadıklarım taban tabana zıt. Ama aklıma eseni yapıyorum işte. Nemi yapıyorum. Bugün işten çıktım. Saat 19.30 civarında galata köprüsü civarında idim. Arkadaşlarla buluştuk siparişi verirken ben sanki Eminönü’ne ya da Taksime gitme kararı vermişçesine ben bu akşam trenle Ankara’ya gideyim yarın sabah arkadaşlarla kahvaltı yapayım gün içinde başka bir arkadaşım var onu göreyim yarın akşam trene binip geri dönerim dedim. Tren biletimi aldım şu anda bu satırları trenden yazıyorum. Cebimde bulunan son 35 lira ile Ankara yoluna düştüm. Eskiden de böyle beş parasız yolculuklar yapardım. Gençliğime mi dönüyorum ne?
Galiba her bahar olduğu gibi bu baharda gene depreştirdi içimdeki asi adamı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder